Atanın ve tutanın iyi olacak! Galatasaray 3-2 HangiKredi Ümraniyespor

 

10 maçlık galibiyet serisiyle Ümraniyespor karşısına çıkan Galatasaray maça ilk anlarda beklenildiği gibi başlasa da Geraldo'nun sol bekte oynayan Emre Taşdemir'in formsuz gününde olmasını değerlendirmesiyle ilk yarıda iki gol buldu ve hatta daha fazlasını da bulacaktı ama Galatasaray kalesini "Bay Haksız Rekabet" Fernando Muslera koruyordu. 

Net posizyonlarda sanki antremandaymış kadar rahatlıkla korudu kalesini Galatasaray kaptanı Nando. Galatasaray ilk yarıda Mertens'in kornerinde Apokerim ile bir gol bularak skorda beraberliği sağlasa da Ümraniyespor bir gol olarak 1-2 Ümraniyespor lehine olarak ilk yarı sona erdi. 

Ayrıca bu skorda Ümraniyespor kalecisi Orkun bir kaç pozisyonda içine Neuer kaçmış gibi kaliteli kurtarışlarla skorun farklı bir şekilde olmasının da önüne geçti.

 

 İkinci yarıya daha istekli ve Emre-Dubois, Rasicha-Yunus değişklikleriyle daha istekli başlayan sarı-kırmızılılar Geraldo tehlikesini Dubois ve Kerem'in iştahlı mücadelesiyle kapatınca Ümraniyespor'un ilk yarıdaki etkili futbolu ikinci yarıya taşıyamadı.

Maçı çevirebilmek için ikinci yarıda seyircisinin desteğini arkasına alan Cimbom ataklarını sıklaştırmaya devam etti. 60. dakikada Ümraniyespor savunmasının elle oynaması sonucunda kazanılan penaltı vuruşunda İcardi panenka penaltısıyla skorda eşitliği sağladı ve "Aşkın Olayım" şarkısı Nef Stadyum'unda koro halinde söylendi.

 

 

 

77 dakikada Torreira'nın kaptığı toptan sonra kendisini arkadan çekerek ikinci sarı kartla oyundan atılan Avounou'yla sahada eksik kalan Ümraniyespor sıklaşan Galatasaray ataklarını ellerinden geldiğince uzaklaştırmaya çalışssa da Apokerim'in mükemmel ortasına İcardi'den gelen klasikleşmiş ters köşeye bırakılan bir kafa vuruşuyla Galatasaray dakikalar 82'yi gösterirken skorda 3-2 öne geçmeyi başarmış seyircisine bir kez daha "Aşkın Olayım" dedirtmişti Arjantinli golcü.

Galatasaray bu galibiyetle birlikte arka arkaya 11. maçını da kayıpsız geçerek şampiyonluk yolunda ilerlemesine devam etti.

Pazar günü ise Fenerbahçe taraftarlarının akıllarında tek bir soru var. 2011'den sonra kanlı bıçaklı oldukları Trabzonspor'un, Galatasaray'a çelme takmasını mı isteyecekler yoksa Galatasaray'ın kazanması mı Trabzonspor'un yarıştan tamamen kopmasını sağlayabileceği için onu mu tercih edecekler?

 

Galatasaray taraftarının yıllardır emin olduğu gibi bu ruha sahip Galatasaray'a gönülden bağlı futbolcularla bu yolun artık adının şampiyonlukla biteceği..

4x4=10. Galibiyet Giresunspor 0-4 Galatasaray

 En sonda söylenmesi gerekeni baştan söyleyeyim, Okan Buruk güvenimizi boşa çıkarmadı ve Galatasaray tarihine adını hoca olarak da yazdırmanın ilk adımını attı. Takımına oynattığı futbol ve beklenmeyen oyunculardan bile aldığı üst düzey katkılar sayesinde Galatasaray'ı tek sezonda ilk kez 10 maç üst üste kazanan bir takım haline getirdi. Bu serinin içinde iki tane derbi galibiyetini de eklemiş olması ve bu maçlarda özellikle üstün bir futbol anlayışı sergileyerek galibiyetler alması büyük bir başarı.

 Galatasaray maça tek önemli eksiği Apokerim yerine genç Emin Bayram'la başladı. Emin'de maçta çok üstün bir performans yakalayarak maçın oyuncusu olacak bir performans gösterdi. Her hangi bir hata yapmadan maçı başarıyla tamamladı genç stoper.

Maçın henüz ilk dakikalarında kaleci Onurcan'ın İcardi'ye yaptığı müdahale es geçildi ve üstüne İcardi'nin ayağına basılan pozisyonda da neredeyse net penaltıyı atlayacaktı hakemler ama Nelsson'un hakemi uyarması ve İcardi'nin yerden kalkmaması sonucunda VAR'dan penaltıyı vermek zorunda kaldı hakem. Onurcan ise güzel bir kurtarış ile İcardi'ye penaltıda şans tanımadı

Maçın ilk yarısının uzatma anlarında uzaktan İcardi'nin vuruşunda Giresunspor savunmasının büyük hatasını iyi bir takipçilikle Mertens affetmedi ve Galatasaray soyunma odasına 1-0'lık avantajla girdi.

İkinci yarıda üstün oyununu devam ettiren Galatasaray oyunu yetenekli ön alan oyuncuları sayesinde Giresunspor sahasına yıkıp oyun üstünlüğünü rakibine kabul ettirdi. Dakikalar 60'ı gösterdiğinde İcardi'nin indirdiği topa mükkemel bir vuruşla bitiren Leo Dubois mükkemel bir golle gözlerin pasını sildi.

Maçın ilerleyen dakikalarında oyuna giren Milot Rasicha, Giresunspor savunmasının paslaşmasının arasına şahane bir hamleyle girerek Galatasaray formasıyla ilk lig golüne imzasını attı. Son noktayı ise Galatasaray altyapısının ürünlerinden olan Yunus Akgün koydu ve tabaleya Galatasaray'ın 0-4 galibiyetiyle birlikte 10 maç üst üste kazandığının imzasını attı. Golden sonra yedek klübesinde Kerem Aktürkoğlu'na sarılması Galatasaraylılar olarak içimizi çok güzel ıssıttı. 

Galatasaray Futbol A Takımı Teknik Direktörü Okan Buruk, Süper Lig tarihinde Galatasaray'ın başında üst üste beş deplasman galibiyeti alan dördüncü yerli teknik direktör olma unvanını elde etti. Bu başarıya daha önce Coşkun Özarı, Mustafa Denizli ve Fatih Terim nail oldu.

Galatasaray 2-1 Antalyaspor (9 Maçlık Seri)

Öncelikle iki takımın hocasını amasız ve fakatsız tebrik etmekle başlamak isterim maçın analizine. İki genç hoca futbol zevki üst düzeyde olan bir maç izlettiler bize. Nuri Şahin eksik kadrosuna rağmen iyi hazırlanmış bir oyun planıyla özellikle ilk yarıda Okan Buruk'un başını ağrıtabilecek pozisyonlara girdi hatta bir de net gol fırsatını direklere gömdü oyuncuları.

 

Tabii hep oyunun güzelliklerinden bahsederken 40 blok tribün cezası verilmiş Galatasaray taraftarını da es geçmemek lazım, sosyal medya üzerinden hızlıca organize olarak "haksız yere cezalandırılmış" biletleri devir ederek Ali Sami Yen cehenneminin ateşinin yanmaya devam etmesini sağladılar. Birileri hala Galatasarayla uğraştıkça daha fazla kenetlenildiginin farkına varamadılar. Son zamanların en ateşli atmosferinde oynamak zorunda bıraktılar Antalyaspor oyuncularını tribünden gelen baskı ve ıslıklar oyuncuları da çoğu zaman ekstra motive etti.

 

İkinci yarıya ise daha derli toplu başlayan Okan hocanın takımı oldu ve İcardi'nin Kerem'in ortasına yaptığı kafa vuruşunda 49. dakikada 1-0 önde başladılar ikinci yarıya. Tabii ki de uri Şahin'i ilerde kanat oynayan Nakajima'ya uzun toplarla besleyerek "Sen japonsun bir kere akıllı adamsın" diye guvenmesinin meyvesini ofsayt şüphesi olan bir pozisyonda Luiz Adriano'nun kafasıyla oyunu 1-1'e getirmeyi başardı. 

 

 

 

Bu dakikadan sonra Galatasaray ataklarını sıklaştırdı, ki bunda Lucas Torriera'nin takımda olmasının büyük katkısı var takıma Icardi, Mertens, Kerem, Rasicha, Sergio Olivera ve Boey, Emre Taşdemir tarafından desteklenmiş bomba gibi bir hücum kuvvetiyle oynama şansı veriyor tek başına. Bu arka arkaya gelişen atakların sonucunda kendi kendinlerine kurşunu sıktı Antalya defansı ve bir kez daha maçta geriye düştüler ve hatta penaltı benim gördüğüm kadarıyla İcardi'nin ayağa hafif bir teması yüzünden iptal olmasa daha da geri düşebilirlerdi. Maçın son anlarında Apokerim ve Adriano arasında yaşanan pozisyonda çıkan kırmızı kart net doğru bir karardı, benzerini bir Mersin İdman yurdu maçında Selçuk İnan yemişti hatta.

Her ne kadar Galatasaray bir önceki maçlara oranla biraz daha zorlansa da yine genlerinde olan kazanma mantelitesiyle bu maçın da üstesinden geldi ve galibiyet serisini ligde 9 maça çıkararak liderliğini sürdürdü. 

Bırakın küçük enişteyi..!

Aykut Kocaman Gençlerbirliği'ne karşı kaybedilen maçtan sonra artık şampiyonluktan ümidi kesmiş olmalı ki, Galatasaray üzerinden gene ortamı karıştırma çabasına girişti. Burada yapmak istediği Fenerbahçe'nin medyadaki kalemşörlerine Galatasaray kollanıyor diyerek haber yaptırmak ve bu yolla hakemleri, federasyonu, rakiplerini baskı altına almaktı.
Şikayet ettiği noktalara gazetelerde yazdığı açılardan bakarsak
-Gökhan Zan'a verilen ama ertelenen ceza:
Zaten verilen cezaların iptalini sağlayan 155. madde çok saçma en başında. Ama o maddenin çıkma sebebi F.Bahçe yöneticilerinin şikeden dolayı alacakları cezaları örtmekti. Şikeyi hasır altı ettikleri için bu maddeyi kullanmak için nedenleri kalmadı. Şimdi şunu anlıyamıyorum. Ortada sizin çıkması için ısrar ettiğiniz hatta bu nedenden dolayı federasyonu değiştirdiğiniz bir madde var ama bu maddeden sizden başka kimse faydalanmasın istiyorsunuz. Bir kere bu nasıl bir hastalıklı bir kafadır çözemedim. Eğer yasada insanların faydalanabileceği böyle bir boşluk oluşturulmasını sağlayan siz iseniz, bu boşluğun kapatılmasını da sağlayabilirsiniz demektir. Madem federasyona tekrar baskı yapın bu madde kalksın yürürlükten, emin olun en çok biz memnun oluruz.
-Arena'da sahaya giren iki taraftar ve saha kapatma cezası verilmemesi:
İki sezondur müthiş bir taraftarlık örneği vererek futbolun güzel yönünü tüm dünyaya tekrardan göstererek kendisine büyük bir hayran kitlesi yaratan ultrAslan hiçbir olay olmadan takımına destek oluyordu. Ama M. İdman Yurdu maçında nereden çıktığı "belli" olmayan iki tane Mersinli vatandaş sahaya atlayınca yer yerinden oynadı. Neymiş efendim Galatasaray'ın sahası en az "iki" maç kapatılmalıymış. Üç taraftar girse sahaya herhalde saha "üç" maç kapatılsın diyeceklerdi. Galatasaray taraftarının sinirlerini denemeye lütfen kimse çalışmasın sonra olanlar hiç hoş görüntüler bırakmıyor insanların hayatlarında. Bırakın Galatasaray taraftarı edebiyle desteklemeye devam etsin takımını. Benzer bir olay zühur ederse versinler en ağır cezayı, ama daha ilk olayda idam sehpalarını kurmak gereksiz. Hele ki, Saraçoğlu'nda bıçaklanan taraftarlar olduğuna dair haberler ortada dolaşırken.

Ama anlayamadığımız noktalar çok:
-Sezon başında Engin Baytar'a verilen 11 maçlık ceza
-Melo'ya verilen 4 maç ceza
-Fatih Terim'e verilen 3+9 maç (12 maç) ceza
-Hasan Şaş'a verilen 1+3 maç (4 maç) ceza
-Sabri Sarıoğlu'na verilen 1 maç ceza

Yukarda yazdığım cezalar haklıdır haksızdır demiyorum ama bu kadar çok ceza verilen bir takım federasyon tarafından kollanıyor demek tamamen aptallıktır diyorum. TBF'de Galatasaray'ın önünü kesmek için ilk olayda hemen yapıştırdı iki maç saha kapatma cezasını, emsallerini ufak çaplı para cezalarıyla geçtiştirirken. Bu ülkede meyva veren ağaçlar her daim taşlanmıştır. Çünkü bu ülkede başarılı olabilmek büyük başarıdır. Birşeyleri başarmış insanların bu ülkede değilde başka ülkede yaşamış olmaları halinde daha büyük başarıların altına imzalarını atabilecek durumda oldukları su götürmez bir gerçektir..

Galatasaray’da transfer dönemi

Geçtiğimiz sezonu şamar oğlanı olarak geçiren, Galatasaray forması arması nedir bir haber olan bir futbolcu topluğu ve yönetimsizlik ile dua ederek tamamladık. Sezona Barcelona efsanesinin yaratıcılarından olan Frank Rijkaard ve ekibiyle başlanmasına rağmen hocasını göndermek için oynamayan futbolcuları seyrederek kahrolduk.Yönetimsel bazda sezona Keita’yı gönderip Serdar Özkan’ı alarak başlamak süper saçma bir hamleydi.Galatasaray’ın itici gücünü en az %60 oranında etkiledi bu değişim.Arda’nın, Baros’un ve Kewell’in uzun süreli sakatlıkları can sıkıcıydı.

Rijkaard’dan sonra gelen efsane getirelim taraftar susar nasılsa diyerek getirilen Hagi ve futbolcular arasındaki köprülerin kopmasına sebebiyet vermeye müsamma gösteren Bülent Ünder’i anlatmıyorum. Çünkü düşündükçe anlattıkça sinirlerim geriliyor nevrim dönüyor.

Yeni sezona yeni ümitlerle giriyor Galatasaray. Öncelikle seçimde kuvvetli bir biçimde kazanmış ne yapmaya çalıştığını bilen iyi bir başkan potresi var önümüzde Sayın Ünal Aysal. Florya’nın havasını en iyi bilen ve otoritesine Türkiye’de en çok güvenilen isim Fatih Terim hocamız takımın başına yeniden geldi ve ipleri eline aldı. Ekibinde ise Hasan Şaş, Ümit Davala’nın yardımcı antrenör olarak görev alacağı söyleniyor. Cludio Andre Taffarel ise Nezihi Ali Baloğlu’nun yerine kaleci antrenörlüğü görevine getirildi.Nezihi hocanın kalecilerimize bir katkısı olmamasından dolayı en çok sevindiğim olay Tafo’nun geri gelmesi oldu benim açımdan. Uluslararası tecrübesiyle çok şeyler katacaktır kalecilerimize.

Gelelim şu ana kadar kadroya kattığımız oyuncuları değerlendirmeye.

Johan Elmander

Galatasaray ilk transferini forvet mevkisine yaptı.Bolton Wanderers takımından Johan Elmander’i bonservissiz olarak takıma kattık.Uzun süre takımla adı anıldığı için içli dışlı olduğumuz oyuncuyu zaten çok iyi tanıyoruz.Eğer Touluse günlerindeki gibi kendini takıma adarsa Galatasaray adına çok iyi işler yapacağı aşikar.Özellikle Baros’la çift forvetteki uyumu çok önemli olacak bizim açımızdan. Galatasaray’a imza attıktan sonra çıktığı ilk milli maçta 2 gol atması kendisini işine vereceği konusunda beni ümitlendirdi.

Selçuk İnan

Selçuk’un Manisa günlerinden beri Galatasaray’a transfer olacağı söylentileri dolaşır dururdu ortalıkta. İyi bir Galatasaraylı olduğu ve Arda Turan’la Manisaspor’da oda arkadaşlığı yapmasının bu aynı renklere olan sevdadan dolayı olduğu bile söylendi. Biraz gecikmeli de olsa Selçuk İnan artık Galatasaray’ın kadrosunda. Son sezonda Trabzonspor’un başarasında en büyük payı olan Senol Güneş’in sahadaki beyni olan Selçuk’u bu kadar talibi varken bonservisiz olarak kadroya katabilmek büyük başarıdır. Hasan Şaş’ın etkileyici konuşması Selçuk’un Galatasaray’a transferini kolaylaştırmıştır. Yıllardır BAM (Barış-Ayhan-Mustafa) üçlüsünden çekmediği dert kalmayan Galatasaray taraftarı bu transferle gülücükler saçmaya başlamıştır. Galatasaray bana göre yeni Tugay’ı olabilecek ismi bulmuştur. Türkiye içinden alınabilecek en iyi orta sahayı kadrosuna katmıştır. Umarım Trabzon’daki futbolunun üzerine koyarak devam eder Galatasaray’da…Ayrıca bu transferden sonra Trabzonspor’un misilleme olarak Barış Özbek’i kadrosuna katması Galatasaraylıları iki transfer yapmış kadar mutlu etmiştir. Teşekkürler Sadri Başkan.. :)

Ceyhun Gülselam

Galatasaray Selçuk’tan sonra ikinci yerli transferini de Trabzonspor’dan gerçekleştirdi. Genç Ceyhun Gülselam ile bonservisiz olarak transfer gerçekleşti. Defansif orta saha ve stoper olarak oynayabilen Ceyhun’u da kadrosuna kattı. Özellikle Lorik Cana’nın Muslera’ya karşılık Lazio’ya verilebileceği söylentilerinin dolaştığı bir dönemde o bölgeyi Ceyhun’la yedekledi Galatasaray. Uzaktan sert şutları ile Galatasaray’ın uzun zamandır sorunu olan dönen topları iyi değerlendirebileceğin düşünüyorum. Dönen topları kaleciye dönebilen üstün yetenekli oyuncularımız var Ayhan Akman ve Mustafa Sarp gibi. Umarım Selçuk transferine Barış Özbek’le misilleme yapan Sadri Şener, Mustafa Sarp veya Ayhan Akman’dan birini daha kadrosuna katar bizde iyice rahatlarız. Gerekirse havalanından uğurlar bu iki ismi, Trabzon’da da karşılarız.. :)

Transfer dedikoduları Birazda basında Galatasaray’la ismi anılan oyuncularla dokundurup yazıya son vereceğim.

-Drogba: Çok zor. Zannetmiyorum ki Galatasaray’a gelsin
-Reyes: Q7 bu ülkeye gelebiliyorsa Reyes’i de almak o kadar zor olmayacaktır bana göre. Gelebilir, imkanlar zorlanıp kadroya katılmalıdır.
-Muslera: Lazio’yla takasta iş bitti, oyuncuların anlaşması kaldı deniliyor. Ertesi gün bir bakıyoruz Muslera Galatasaray’a hayır dedi gibi manşetler patlıyor. Biraz fizik olarak çelimsiz dursada iyi kaleci alınabilirse faydalı olacaktır.
Daha yazılan çok isim var ama temasa geçilmiş isimler bu oyuncularda yoğunluk arzediyor şimdilik bu kadar yazalım transfer olursa devam ederiz inşAllah..